Otuz Beş Yaş Şiiri
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
Cahit Sıtkı TARANCI
GİRİŞ
CAHİT SITKI TARANCI HAKKINDA KISA BİLGİ
Cahit Sıtkı yaşadığı dönem itibariyle II. Dünya Savaşının zor dönemlerinde yaşamış ve şiirler yazmıştır. İlkokulu Diyarbakır’da bitirdikten sonra, Galatasaray Lisesi’nde okumaya başlaması, çok bilgili, görgülü, irfan sahibi laik öğretmenler elinde yetişmesi bir şanstır. Fransızcayı öğrendiğinden Dante, Baudelaire, Rimbaud, Mallarmö‘yi tanıdı, çözümledi. Mülkiye öğrenimini Türkiye ve Paris’te yaptı. Otuz beş yaş şiiri ile 1946’da CHP Şiir Odülü’nde birincilik aldı.
Servet-i Fünun ve Uyanış dergilerinde yayınlayan şair ilk eslerlerini şiirlerinde hece ölçüsünün alışılmış kalıplarının dışına çıkan biçemiyle dikkat çekti. Döneminin en çok okunan şairlerinden olan Tarancı, bir yandan Garip akımından etkilenerek serbest şiiri denedi, diğer yandan Baudelaire, Verlaine gibi Fransız şairlerinin etkisinde kaldı. Tarancı, Ahmet muhip Dıranas ve Cahit Külebi gibi değişik çizgilerdeki şairler genel olarak milli ölçümüz olan hece ölçüsünün kullanıldığı Garip edebi akımı içinde serbest nazımlı şiirler kaleme almışlardır. Ama hiçbir akıma bağlanamayan, uyum ve biçimi gözeten, duygulu, içten, kendine özgü bir şiir geliştirdi.
KONU
Hayat, ölümdür. Ölüm temasını vurucu bir üslupla ele almıştır.
İZLEK
Aynalara bakıp şakaklarına düşen akları ve gözaltındaki çizgilerin insanın yaşamının yavaş yavaş sonlandığını hissediyor
ŞİİRİN NAZIM ŞEKLİ
Şiir, beş mısradan meydana gelen yedi bentten oluşturulmuştur.
DİL
Şiirin dilinin özellikle yazıldığı dönemin ve şairin genel dil anlayışı göz önünde bulundurulduğunda sade bir özellik gösterdiğini söyleyebiliriz. Otuz Beş Yaş şiiri, günümüz okuruna hitap edebilecek bir dile sahiptir. Tarancı’nın, şiirin yazıldığı dönemde ve etkisi altında bulunduğu Garip akımının özelliklerinden dilde sadeleşme anlayışını kendi şiir anlayışında da devam ettirdiği görülür.
ÜSLUP
Tarancı’nın ilk şiirlerinde görülen yalnızlık ömrü boyunca onun şiirine sinmiştir. Aile ocağından ayrı İstanbul’da tek başına yaşamanın şair üstünde bıraktığı bir etki olarak bilinen yalnızlık, Tarancı’yı daha çok sanat sanat içindir anlayışıyıla bireysel şiirler yazmaya yönlendirmiştir.Fiziksel görünüşünün onun ruhsal yaşamını etkilediği, bu yüzden de yalnızlık duygusunun arttığı söylenebilir. Otuz Beş Yaş şiirinde yalnızlık duygusunun arttığı ve dostlarının yavaş yavaş yaşamdan göçmelerinin de onu etkilediği görülür. Yalnızlık duygusu içinde zamanın geçmediğinden yakınır fakat yinede kaderini kabul eder ve yalnızlık içinde geçse de yaşamın yaşam olduğunu ve herkesin aslında yalnız olduğunu savunur.
Cahit Sıtkı’nın “Otuz Beş Yaş” şiiri lirik bir üslupta yazılmıştır. Ölüm duygusunun yaklaşmasıyla oluşan hüzün duygusu şiirin ritmik yapısıyla da birlikte başarılı bir şekilde verilmiştir.
AHENK
Şair edebi sanatlar ile şiire zenginlik katmaktadır. Şiirdeki söz sanatlarını aşağıdaki gibi
incelemek mümkün olacaktır;
• Dante gibi ortasındayız ömrün: telmih, teşbih
• Delikanlı çağımızdaki cevher: İstiare
• Gözünün yaşına bakmadan gider: iktibas (deyim alıntılanmıştır)
• Şakaklarıma kar mı yağdı ne var: Tecahül-i arif, istifham
• Benim mi Allahım bu çizgili yüz?: İstifham
• Su insanı boğar, ateş yakarmış!:Tecahül-i arif
• Ne dönüp duruyor havada kuşlar?:İstifham
• Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim: İstifham
• Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar: İstifham, istiare
Şiirdeki mısra sayısıyla şiirin anlamı arasında bir ilişki kurulabilir. Şiir 5 dörtlükten oluşur. Dörtlük sayısı da 7’dir. Bunların çarpımından 35 sayısını elde ederiz.
Otuz beş yaş ses olaylarını, ünsüz benzeşmesi, çıktı-ettim; ünsüz yumuşaması, rengi-yalnızlığımız; ünlü daralması, artıyor-duruyor-değişiyor, ünlü düşmesi, resmime- ömrün, nerde; ulama, ortasındayız ömrün, saltanatın olacak; kaynaştırma; -gözünün-yaşına şeklinde bulmak mümkün olacaktır.
Şiir çapraz kafiye düzenine göre yazılan şiir 11’li hece 0ölçüsüyle yazılmıştır. Şiire uyak ve rediflerde canlılık kazandırılmıştır -yarısı eder, eder ve gider’deki –er; redif;. -cevher –er’ler ile beraber bakıldığında ise tam uyak özelliği olmaktadır; -ömrün, bugün, -ün; tam uyaktur. İkinci kıtada ise görünüyorsunuz d üz; tam uyak halkalar? , aynalar? a’lar yarım uyak , -lar ise rediftir. Şiirin tamamına bakıldığında şiirde uyak ave rediflerin zenginliği göze çarpmaktadır.
SONUÇ
Bölüm 1: “Dante gibi ortasındayız ömrün” sözüyle Fransız yazar Dante’den etkilendiğini anlıyoruz. Dante, Sevgi Gökdemir ve Ayvaz Gökdemir’e göre; İtalyan şairi, otuz yaşında iken daimi sürgünlüğe ve ele geçtiği takdirde diri diri yakılmaya mahkûm edilmişti. Bu arada Dante’nin meşhur İlahi Komedya’sı “Hayat yolunun ortasında kendini karanlık bir ormanda buldum” diye başlıyor diyorlar. Tarancı da Dante’den esinlenerek başlamış şiirine.
Bölüm 2: Şair yüzündeki değişikliği aynaya bakarak fark ediyor. Önceden ( genç iken ) yüzünün güzelliğini, pürüzsüzlüğünü hatırlayıp, aynaların kendine düşman göründüğünü söylüyor. Kendini güzel, genç göstermediğinden yakınıyor. Fakat yaşlandığının da farkındadır.
Bölüm 3: Önceden çekilmiş olduğu fotoğraflara bakıp önceki haliyle şimdiki zamanının birbirine benzemediğini görüyor. Eskiden olan heyecanı, canlılığı, gençlik duyguları artık kaybolmuş. Artık hayatından şüphe ediyor, kaygıya düşüyor. Her an ölümün gelebileceğinin farkına varıyor.
Bölüm 4: Bu dizelerde diğer şiirlerinde olduğu gibi yalnızlıktan bahsediyor. Gençlik yıllarında her zaman beraber olduğu arkadaşları, dostları artık yanında yok, hepsinden yolları ayrılmış. Hepsi bir tarafa dağılmış, yapayalnız kalmış hayatta.
Bölüm 5: Gençliğin de verdiği canlılıkla sadece gökyüzünün güzel yanlarını görmek isteriz, öyle hatırlamak isteriz. Fakat yaşlanınca artık gerçekler gözümüze gözükür ve şair de gökyüzünün başka renklerini fark ediyor. Taşın sert olduğunu, suyun insanı boğduğunu, ateşin ise yaktığını fark eden şair artık hayatın tozpembeliğini aşıp gerçekleri görebiliyor.
Bölüm 6: Ayva sarı, nar kırmızı; demek ki her yıl biraz daha benimsediği sonbahar mevsimindeymiş şair. Sonbaharı biraz daha benimsemesinin sebebi, 35 yaşı, ömrün ortası, hayatın güze dönüş noktası olarak kabul etmesidir. Bu yaştan sonra şair, artık sararan ayva, kızaran nar gibi her an dalından koparılmayı bekliyor. Şair de kendini artık yaşlı hissettiği için, ölüme yakın hissettiği için böyle soruyor kendine.
Bölüm 7: Her insanın ölümü tadacağını söylüyor. Hiçbir insan ebedi olmayacak. Burada tasavvufi bakış açısıyla yaklaşmıştır. Ebedi uykuya yatıp daha uyanmayacağız. Gözlerimizi son defa kapattığımızda ebedi uykuya dalacağız ve daha uyanmayacağız. Bu ölüm ne zaman, nerde, ne şekilde, kaç yaşında olacağı da bilinmediğini söylüyor şair.
Metaforların çözümlenmesi sırasında ilk akla gelen, şiirin bütününün “yaşam bir yolculuktur” ve “ölüm bir uykudur” metaforlarının bir araya gelerek, “yaşam yolculuğunun sonu ölüm uykusudur” biçiminde ifade edilebilecek bir bileşik metaforu dile getirdiğidir.
Bu ödevde, Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Otuz Beş Yaş” şiiri konu, izlek, içerik, biçim, dil, üslup ve ahenk açısından incelenmiş ve bu şekilde bu şiirin farklı özellikleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Sonuç olarak Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Otuz Beş Yaş” şiirinin içerik, üslup ve ritim açısından başarılı bir şiir olduğu görülmüştür.
KAYNAKÇA
Tarancı, Cahit Sıtkı (2007), 1.bs İstanbul, Ülkü Basımevi, 1946
Bilal KARAKURT
28.02.2018/İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder